bilip

bilip
● interj. ►SON Variante de beep à consonnance un peu plus francophone.

Dictionnaire d'informatique francophone. 2013.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Regardez d'autres dictionnaires:

  • ÂLEM-İ ŞUHUD — Bilip keşfedilen, görür gibi bilinen âlem. Görünen âlem. Dünya. Kâinat …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HİKMET — İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı. Hakîmlik. Eşyanın ahvâlinden, hârici ve bâtini keyfiyetlerinden bahseden ilim. (Buna İlm i Hikmet deniyor) * Herkesin bilmediği gizli sebeb. Kâinattaki ve yaradılıştaki İlâhî… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Гимн крымских татар — Ant Etkenmen Я Поклялся Автор слов Noman İbraim оğlu Çelebicihan Страна Крымская Народная Республика В качестве гимна крымскотатарского народа 30 июня 1991 Курултаем[источник не указан 389 дней] была утверждена песня Ant… …   Википедия

  • autodial — ● ►en n. m. ►COMM Numérotation automatique. Quand le modem fait bilip bilip tout seul comme un grand... Voir autodialer …   Dictionnaire d'informatique francophone

  • beep — ● interj. ►SON ● 1. Le petit bruit que le haut parleur intégré à un ordinateur peut générer pour vous indiquer si tout va bien ou si tout va mal en fonction des circonstances. Pendant longtemps, une succession de beeps fut considéré comme de la… …   Dictionnaire d'informatique francophone

  • bip — ● interj. ►SON Variante de beep à orthographe un peu plus francophone. Voir aussi bilip …   Dictionnaire d'informatique francophone

  • blip — ● interj. ►SON Variante de beep à consonnance un peu plus francophone. Voir aussi bilip, bip …   Dictionnaire d'informatique francophone

  • adlı adıyla — zf. Herkesin bilip tanıdığı biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fidye — is., Ar. fidye Tutsak edilen veya rehin alınan bir kimsenin serbest bırakılması için istenen para, kurtulmalık, fidyeinecat Baskı altında tutulduğunu bilip fidye vaat ederek seni kaçıracak birini aramışım. K. Bilbaşar Birleşik Sözler fidyeinecat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tanımak — i 1) Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak Zarfın üstündeki yazıyı hemen tanıdı. H. E. Adıvar 2) Daha önce görmüş olmak, ilişkisi bulunmak, bilmek Onu bir de eski polisler tanır. S …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”